11 Ocak 2009 Pazar

Aşureye Niyet…Gazze’ye Kısmet

Aşure zamanı geldi, geçtiğimiz hafta Çarşamba günü Aşure Günüydü, 26 Ocak, Cumartesi’ye kadar Aşure ayı devam etmekte.

Bütün hafta boyunca “Aşure” hakkında yazmayı planladım. Cümleler derledim, topladım zihnimde… Ve bu akşam yazımı yazmak için masama oturduğumda “Senin Saçların Daha Güzel Gazze!” çıktı karşıma… Elini kolunu sallayarak caddeyi geçen adamın karşısına kamyon çıkar gibi…

Çarptı beni okuduğum, ezdi beni okuduğum, beni yerle yeksan etti…

Bir miktar kendime geldiğimde, hafta boyu zihnimde itişip kakışan aşure cümlelerimden eser kalmadı…

…Ama beynimin bizzat kendisi bir aşure kazanına döndü…

acı-
tatlı-
ekşi-
kuru-
yaş-
kırmızı-
siyah-
sıvı-
katı-
kabuklu-
kabuksuz…
sert-
yumuşak…

Ne varsa aynı kazanda!

kaynadı… kaynadı… kaynıyor…

kaynıyorum
karışıyorum
yanıyorum
acıyorum
sızlıyorum


Aşure gününde olduğu söylenen; Âdem peygamberin işlediği suçun affedilmesi gibi,

Nuh peygamberin gemisinin tufandan kurtulması gibi,

Yunus peygamberin bir balığın karnından çıkması gibi,

İbrahim peygamberin ateşte yanmaması gibi,

İdris peygamberin diri olarak göğe çıkarılması gibi,

Yakub peygamberin oğlu Yusuf peygambere kavuşması gibi,

Eyyüb peygamberin hastalıklarının geçip iyileşmesi gibi,

Musa peygamberin Kızıldeniz'den geçip İsrailoğulları'nı Firavun'dan kurtarması gibi,

İsa peygamberin doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesi gibi…

Mucize gibi…

Mucize gibi…

Mucize gibi bir şey diliyorum…

Gazze ölme…
Ölme kızım…

Gazze ölmesin diliyorum…

Hiç yorum yok: