5 Ocak 2009 Pazartesi

Yazmasam Olmaz

Gazze’de yaşanan katliam yüzünden; yerken, içerken, gülerken, sevinirken, çocuklarımı öperken, yorganımı başıma çekerken, yaşarken yani… bir vicdan sızısı sarıyor her yanımı.

Acizce beklemekten başka yapacak şeyler olmalı mutlaka. Dua etmeli çokça evet, ama dille edilen dua yeter mi?


Birinci Dünya Savaşı’na az kala Osmanlı Devleti’nin düştüğü zor durum karşısında dünyanın pek çok yerinde Müslümanlar varını yoğunu dökmüştü hatta 1913’te, Peşaver’de yardım toplanırken, yoksul bir kadın verebilecek hiçbir şeyi olmadığı için kundaktaki evladını satmak, parasını yollamak istemişti.


Şimdi hangimiz bu kadar yokluk, yoksulluk içindeyiz ki elimiz cebimize gitmiyor? Vicdandan gelen seslerin üzerini örtmeye yetiyor mu "sms"lerle gönderilen 5 liralar?


Amerikan ve İsrail mallarını almaya nasıl gidiyor bu eller çekinmeden, sıkılmadan?


Coca colalar, Nescafeler yakmıyor mu kursaklarımızı hala, kursaklarından günlerdir bir lokma geçmeyen yavrucaklara rağmen?


Arieller çıkarıyor mu bebeklerden akan kanın lekesini de?

Hiç yorum yok: