Sevgili küçük kuzucuğum;Sen şimdi dört yaşında oldun...
Dört yıl önce çok sıcak bir yaz günü aldım seni kucağıma... İkinci kez anne oluşum, iki çocuklu anne oluşum, seninle birlikte kalbimin yanında bir kalp daha doğuruşum dört yıl önce çok sıcak bir yaz günüydü...
İkinci kez anne olan herkes yaşamıştır “ya ilki kadar çok sevemezsem” korkusunu... Ya da çok çok seversem ilkinin sevgisinden mi çalacağım endişesini...
Meğer anne her çocuğuyla birlikte bir kalp daha doğuruyormuş... Önce gelenin sevgisinden zerre kadar eksilmeden sonra gelene tüm kalbini verebilmek için...
Ah kuzucuğum seni kucağıma aldığım an, çatık kaşlarını- fındık burnunu ilk kez gördüğüm an, cennet kokunu ilk kez içime çektiğim an tüm kalbimi verdim sana…
Sakin sessiz, yumuşak mizaçlı abinden sonra ne kadar da ilginç oldu sana anne-baba olmak :) Gerçi sen daha dünyaya gelmeden önce anlamalıydık; senin için düşündüğümüz isimler hep “Yavuz, Yiğit, Yağız, Oğuz” gibi celalli isimler idi…
İlk günden itibaren her halinle şaşırttın bizi…
Ben ki abini Nisan ayında kısa kollu badilerle büyütmüş anne, o çok sıcak yaz günlerinde, ne yapsam ne etsem seni pofidik battaniyelere sarmadan uyutamadım...
Saçların uzamaya başladığında bir baktık tepende bir tutam isyanda :) Islatsak da, şapkayla yatıştırmaya çalışsak da mümkünü yok inmiyor, saç uzadıkça tepende bir ibik gibi yükseliyor:)
Saçını gören “inat olacak bu” dedi… Değilsin desem yalan olur ama sen hep yufka yürekli bir keçi oldun… Ağır abi dediler sana, hem merhametli, sevgi dolu hem dobra dobra, eli maşalı :) Doğrucu Davut, kadrolu “kral çıplak” diyici :)
Emeklemeye başladığında titiz babanın gözünün içine baka baka elindeki ekmeği yerlere bandırıp yedin… Karnın doyduğunda elindeki yiyecek bitmemişse en yakınındaki çekmecenin içine atıp evimizi kurtlandırmaya azmettin…
Birinci dereceden yakınları dahil hiç kimsenin kullandığı bardağı-tabağı kullanamayan anne-baba ve abine inat sen yan komşunun kapıya çöp diye koyduğu boş kola şişesini açıp dibindeki birkaç damlayı midene indirdiğinde küçük dilimizi nasıl yutmadık bilemiyorum :)
Canım oğlum, Yavuzum Safam, sen şimdi dört yaşını doldurdun;
Geçen dört yıl boyunca ben, baban, abin ve büyük ailemiz… Hepimiz… Ne çok sevdik seni! Hep seveceğiz…
Kuzucuğum;
Yeni yaşın kutlu, ömrün hayırlı, huzurlu, sağlıklı, bereketli olsun…
Sevenin, sevdiğin bol olsun…
Sert duruşunun ardında saklı pamuk kalbini incitecek olan senden fersah fersah uzak olsun…
Bir de… Pizza, batırmalık yumurta*, çilekli pasta, elmalı turta yapanın bol olsun :))))
Seni sevgilerin en bitmez eksilmeziyle kucaklıyorum annecim…
Mutlu yıllar!
30 Temmuz 2009
*Batırmalık yumurta: Sarısı az pişmiş sahanda yumurta :)